Jannah Theme License is not validated, Go to the theme options page to validate the license, You need a single license for each domain name.
Blog

Üreterosel Nedir? Tedavisi Nasıl Yapılır?

Her böbrekte, idrarın mesaneye geçmesini sağlayan ve idrar yolu kanalı olarak da adlandırılan birer adet üreter bulunmaktadır.

Üreterler böbreklerin üretmiş olduğu idrarı ince uzun bir kanal eşliğinde mesane içine aktararak idrarın vücuttan uzaklaştırılmasına olanak sağlarlar. Bu anatomik yapının doğumsal anomalilerinden biri olan üreterosel ile ilgili tüm bilgileri sizlerle paylaşıyoruz.

Üreterosel Nedir?

Üreterosel, üreterin şişmesine neden olan ve doğuştan meydana gelen bir anormalliktir. Bir veya her iki üreterin sonundaki bu balonlaşma, böbrekler ve mesane arasındaki normal idrar akışını engeller.

Üreterosel genellikle üreterin alt kısmında ve mesaneye girdiği noktada oluşmaktadır. Nedeni tam olarak bilinemeyen bu oluşumlar, her iki üreterde de eşit derecede yaygındır. Çoğu zaman balonlaşmalar, bir çift toplayıcı sistemle ilişkilendirilmektedir.

Durumun yalnızca tek bir üreteri içerdiği basit üreteroseller ise vakaların daha az bir kısmında görülmektedir. Bazı kişilerde asemptomatik olan bu sorun erkeklere oranla kadınlarda daha sık ortaya çıkmaktadır.

Çoğu zaman tanı, böbrek taşları nedeniyle başvuran hastalarda ve yaşamın ilerleyen dönemlerinde konulmaktadır.

Bununla birlikte herhangi bir nedenle uygulanan ultrason görüntülemeleri esnasında da doğum öncesi üreteroselleri teşhis etmek mümkün olmuştur.

Belirti gösteren üreteroseller dışında diğer vakalar, pediatrik ve erişkin dönemlerde yalnızca farklı sebeplerle yapılan tanısal görüntülemeler ile bulunabilmektedir.

Tıkanıklığın seviyesi, üreteroselin çeşidine ve anormal doku gelişiminin sıklığına göre farklılık göstermektedir. Buna göre iki tür üreteroselden söz etmek mümkündür:

  • En yaygın gözlemlenen üreterosel türü olan ektopik üreteroselde, balonlaşma benzeri tıkanıklık üretraya ve mesane açıklığa kadar uzanmaktadır.
  • Tamamen mesanenin içerisinde kalan ortotopik üreteroselde ise kese benzeri tıkanıklığın mesane dışında başka herhangi bir alanı etkilemesinden söz edilememektedir.

Bunların yanı sıra üreteroseller; bir veya iki tarafta birden bulunmaları, tek veya çift yönlü bir sistemin parçaları haline gelmeleri ve şişlik derecelerinin hafif veya şiddetli olmalarına göre de gruplandırılmaktadır.

Buna göre üreteroseller, mesanenin tamamını kaplayacak kadar şişebildikleri gibi daha küçük miktarda bir keseleşme şeklinde de bulunabilmektedir.

Tek bir üreterde meydana gelenlerin yanı sıra çift üreterde oluşan üreteroseller, dubleks toplama sistemi olarak değerlendirilmektedir.

Bazı durumlarda Üreterosel oluşumlarına eşlik eden vezikoüreteral reflü de görülebilmektedir. Bu da idrarın, mesaneden böbreğe geri akmasına sebep olmaktadır.

Üreterosel Neden Olur?

Doğum öncesi dönemde üreterin mesaneye giren ucunun düzgün gelişmemesi durumunda üreteroseller oluşabilmektedir. Tamamen konjenital olarak meydana gelen bu durum, çeşitli hasarlara ve böbreğin süzme yeteneğinin azalmasına yol açabilmektedir.

Tedavi edilmeyen üreterosellerde oluşabilecek riskler ise şunları içermektedir:

  • İdrar retansiyonu,
  • Atılamayan böbrek taşları ve
  • İdrar yolu enfeksiyonu.

Üreterosel Nasıl Anlaşılır?

Embriyonik gelişim esnasında oluşan üreterosellere, çoğu zaman herhangi bir semptom eşlik etmemektedir. Bununla birlikte bu hasta gruplarında sıklıkla idrar yolu ve böbrek enfeksiyonları gözlemlenmektedir. Bu da üreteroselin bir sonucu olarak idrar yolu enfeksiyonları belirtilerinin çoğalmasına yol açmaktadır.

Üreterosel Nasıl Anlaşılır?

Üreterosel Belirtileri

  • İdrar yaparken ağrı veya yanma,
  • Kötü kokulu idrar,
  • Karın bölgesinde ağrı veya şişlik,
  • Sık idrara çıkma ve idrar kaçırma,
  • İdrarda kan görülmesi,
  • Mesaneyi tam olarak boşaltamama,
  • Ateş yükselmesi ve titreme,
  • Daha çok büyük çocuklarda ve yetişkinlerde oluşan böbrek taşları,
  • Yenidoğanlarda görülen gelişim bozukluğu,
  • Kasık, genital bölge ve uyluklarda oluşan ağrı ve spazmlar.

Üreterosel Nasıl Teşhis Edilir?

Üreterosel doğuştan meydana gelen bir durum olduğu ve bu nedenle genellikle doğum öncesi uygulanan bir ultrason taraması esnasında tespit edilebilmektedir. Çoğu durumda, üreteroseller bebeklerde ve iki yaşın altındaki küçük çocuklarda da teşhis edilir.

Bazen ise üreteroselin yetişkinlik dönemine kadar belirti vermemesi ve sonradan tanı konulması durumu da söz konusudur.

Ultrasonun yanı sıra üreterosel teşhisi adına farklı testler de istenebilmektedir. Bu testler aşağıdakileri içermektedir:

  • Mesane fonksiyonunun değerlendirildiği işeme sistoüretrogramı,
  • Böbrek fonksiyonlarının değerlendirildiği nükleer böbrek taraması,
  • Böbreklere, mesaneye ve üreterlere özel bir röntgen muayenesi olan pyelogram,
  • İdrar yolunun değerlendirilmesine yardımcı olan ve ihtiyaç halinde cerrahi müdahaleler için karar vermeyi destekleyen MRI ve bilgisayarlı tomografi.

Tanı Esnasında Karşılaşılabilecek Diğer Sorunlar

Üreteroselin yol açtığı başka sorunlar da mevcutsa tarama testleri sırasında ortaya çıkmaları mümkün olmaktadır. Bu çoklu teşhis durumlarında tespit edilen diğer hastalıklar ise genellikle şunlardır:

  • Duplike üreter: Üreterosel ile doğan insanlarda görülen bu durumda, tek böbrekte iki üreter bulunmaktadır.
  • Duplike toplayıcı sistemi: Bir kişide hem Duplike üreter hem de üreterosel olduğunda, buna “duplike toplayıcı sistem” denilmektedir.
  • Hidronefroz: Bir üreterosel, böbrekten mesaneye giden idrar akışının tıkanmasına neden olduğunda, tıkanıklık böbreğin şişmesine neden olmakta ve bu da hidronefroz olarak isimlendirilmektedir.
  • Vezikoüreteral reflü: Tıkanma ve şişlik ayrıca idrarın böbreklere geri akışına neden olabilir. Vezikoüreteral reflü adıyla bilinen bu durum ise genellikle ultrason taramasında rahatlıkla görülebilir.

Bunların yanı sıra üreterosel ile bir arada üreter taşları, tümörler ve konjenital üriner sistem anormallikleri de bulunabilmektedir.

Üreterosel Nasıl Tedavi Edilir?

Üreterosel tedavisi planlanırken hastanın yaşına, sağlık durumuna, böbreklerin durumuna ve vezikoüreteral reflü olup olmadığı göz önünde bulundurulmaktadır.

Tedavi aşamasında cerrahi operasyon kararı verilene kadar daha fazla enfeksiyon oluşumunu önlemek amacıyla sıklıkla antibiyotik kullanımına başlanmaktadır. Bu genellikle doğum öncesi dönemde tespit edilen üreteroseller için de tercih edilen bir yöntemdir.

Doğumdan hemen sonra veya bebeklik döneminde uygulanabilecek transüreteral ponksiyon, küçük bir kameranın üretra yoluyla mesaneye geçirilmesini ve üreteroselin delinmesini içermektedir.

Çok büyük bir kesinin yapılmadığı bu operasyon ortalama 15-30 dakika sürmekte ve hastanede yatışı gerektirmemektedir.

Daha büyük çocuklarda veya yetişkinlerde ise tedavi, gözlemden rekonstrüktif idrar yolu cerrahisine kadar değişiklik gösterebilir. Bunlar;

  • Parsiyel Nefrektomi: Bazı durumlarda, böbreğin üst yarısı üreterosele bağlı olarak işlevini yitirmektedir. Böyle bir durumda ikinci üreterde idrar reflüsü yoksa, böbreğin hasarlı kısmı çıkarılabilir. Çoğu zaman, bu ameliyat ya kaburgaların altından küçük bir kesi ile ya da laparoskopik olarak yapılır.
  • Nefrektomi: Üreterosel nedeniyle böbreğin tamamı çalışmıyorsa, alınmasını içeren bir prosedürdür. Genellikle bu operasyon laparoskopik olarak yapılsa da nadir durumlarda küçük bir kesi de gerektirmektedir.
  • Üreteroselin Çıkarılması ve Üreteral Reimplantasyon: Üreteroselin çıkarılması gerekiyorsa cerrahi operasyona başvurulmaktadır. Bu ameliyat için mesane açılır, üreterosel çıkarılır, mesanenin tabanı ve mesane boynu yeniden yapılır ve idrarın böbreğe geri akmasını önlemek için üreteral flep kapağı yeniden oluşturulur. Operasyon karın alt kısmından küçük bir kesi ile yapılır. Karmaşık bir ameliyat olsa çok büyük oranla başarılı sonuç almak mümkündür.
  • Üreteropiyelostomi veya Yukarı-Aşağı Üreteroüreterostomi: Üreterin üst kısmı iyi çalışıyorsa ve üreterin alt kısmında reflü yoksa, tıkalı kısmı üreterin veya böbreğin tıkalı olmayan kısmına bağlamak bir seçenektir. Operasyon karın alt kısmından küçük bir kesi ile yapılmakta ve yüksek oranda başarıyla sonuçlanmaktadır.
  • Endoskopik Dekompresyon: Üreteroselin delinmesi amacıyla endoskopla birlikte bir lazerin kullanıldığı bu işlemde, tıkanmanın boyutunun azaltılması ve idrar akışının iyileştirilmesi amaçlanmaktadır. Bu yöntem bazen vezikoüreteral reflüye yol açabilmektedir. Böyle bir durumda ise geri akmanın farklı bir yöntemle ayrıca tedavi edilmesi gerekmektedir.

Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Tedavi edilmeyen üreteroseller ilerleyen dönemlerde böbreklere ve mesaneye çok ciddi zararlar verebilmektedir. Üreterosele bağlı olarak idrar retansiyonunun veya idrar yolu enfeksiyonunun oluşması muhtemeldir.

Bununla birlikte süreç içerisinde atılamayan böbrek taşları da tespit edilebilmekte veya bir böbrekte işlev kaybı da dahil olmak üzere uzun süreli böbrek hasarı oluşabilmektedir.

Yetişkinlikte Üreterosel

Yetişkin üreteroselleri ile ilgili deneyimlerde son derece çeşitli sonuçlara varıldığından söz edilebilmektedir. Pediatrik popülasyonda semptomatik üreterosel, dubleks böbrek, ektopik üreter ve mesane çıkım obstrüksiyonu gibi çeşitli konjenital anomalilerle ilişkilidir.

Erişkin üreteroselleri ise aksine, genellikle intravezikal, küçük ve tek sistemdir. Üreteroselin yaşa göre diğer bir farkı ise içerisindeki taş oluşumudur. Taşlar genellikle yetişkinlerde rapor edilmekte ve çocuklarda nadir görülmektedir.

Kaynaklar:

  • Ectopic ureterocele. Society for Maternal-Fetal Medicine, Ghaffari N.Am J Obstet Gynecol. 2021 Nov;225(5):B14-B15. doi: 10.1016/j.ajog.2021.06.041.
  • Obstructive ureterocele-an ongoing challenge. Merlini E, Lelli Chiesa P.World J Urol. 2004 Jun;22(2):107-14. doi: 10.1007/s00345-004-0407-y.
  • Ureterocele. Kroovand RL.Urol Clin North Am. 1983 Aug;10(3):445-9.
  • Ureterocele. Shaw RE.Br J Surg. 1973 May;60(5):337-42. doi: 10.1002/bjs.1800600502.
  • Long-term Management of Ureterocele in Duplex Collecting Systems: Reconstruction Implications. Le HK, Chiang G.Curr Urol Rep. 2018 Feb 23;19(2):14. doi: 10.1007/s11934-018-0758-3.

Prof. Dr. Ömer Faruk

1996 yılında Tıp Fakültesinden mezun oldum. 2004 yılında üroloji ihtisasımı tamamladım. İhtisas sonrası FEBU title almaya hak kazandım. İhtisas sonrası laparoskopik cerrahi eğitimi için Leipzig Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Kliniğinde Prof. Stolzenburg ile birlikte çalıştım. 2011 yılında Doçent oldum. 2017 yılında Ankara Gülhane Üroloji Kliniği Profesörlük kadrosuna atandım detaylı bilgi için hakkımda sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu