Blog

İdrar Torbası Sarkması Sistosel

Pelvik organ prolapsusu göbek altı bölgede yer alan anatomik yapıların vajinal kanaldan dışarı doğru sarkması olarak bilinmektedir. Dışarı doğru sarkan yapılar;

  • Önde: mesane
  • Ortada: rahim ve ince barsaklar
  • Arkada: rektum  şeklinde olabilir.

Organ sarkmaları kadının yaşam kalitesini bozan önemli hastalıklardan olup yaşlanma ile birlikte görülme sıklığı giderek artmaktadır. Buna bağlı olarak işeme sorunları, cinsel sorunlar ve barsak problemleri görülebilmektedir.

Biz bu yazımızı sistosel ve buna bağlı işeme sorunları ve diğer problemler ile ilgili sizlerden gelen soruları dikkate alarak hazırlamaya çalıştık.

Sistosel ( İdrar Torbası Sarkması ) Nedir?

Sistosel veya mesane sarkması olarak da bilinen anterior vajinal prolapsus, mesanenin pelvisteki normal konumundan düşmesi ve vajina duvarını iterek vajenden dışarı çıkması durumudur.

Vajina duvarını destekleyen kaslar ve bağ dokuları, normalde mesaneyi bulunması gereken konumda tutmaktadır. Sistosel durumunda ise vajinayı destekleyen kaslar ve diğer dokular zayıflayarak gevşemekte ve mesanenin kendi konumu dışına çıkmasına sebep olmaktadır.

Kaç Çeşit Sistosel Görülür?

En yaygın pelvik organ prolapsusu olan sistosel, farklı derecelerde meydana gelebilmektedir. Buna göre hafif seyreden birinci derece sarkmanın aksine üçüncü derece sarkmalarda mesane, vajinal kanala kadar esneyebilmekte ve daha ileri düzeylerde vajina açıklığından dışarı çıkacak kadar aşağı düşebilmektedir.

En hafif dereceli olan sistoselde normalde vajinal muayene sırasında görülmeyip karın içi basıncının artırıldığı sırada çok daha üst seviyede olan sarkmadır. En ağır formunda ise mesane tamamen vajina dışında ve kadının iki bacağı arasında direk olarak görülebilmektedir.

Sistosel Nedenleri

Zayıflamış veya hasar görmüş kaslar ile mesaneyi ve vajina duvarlarını destekleyen bağ dokuları sistosel oluşumuna neden olmaktadır. Bu kas ve dokuların gerilmesine veya zayıflamasına ise birden fazla faktör katkıda bulunabilir. Bunlar;

  • Hamilelik ve özellikle vajinal doğum,
  • Uzun süreli seyreden şiddetli kabızlık,
  • Obezite,
  • Sık sık ağır kaldırmak,
  • Pelvik bölgenin zorlanması veya buradaki basıncın artması,
  • Kronik ve şiddetli öksürük veya bronşit,
  • Histerektomi veya pelvik organ prolapsusu onarımı gibi cerrahi girişimler,
  • Genetik faktörler ve
  • Ehlers-Danlos sendromu gibi bazı bağ dokusu bozukluklarıdır.

İdrar Kesesi Sarkması Sistosel Kaç Derecede Sınıflandırılır?

Derecelendirme sistemi, sistoselin ne derece ilerlediğini gösteren bir sınıflandırma biçimidir. Buna göre 3 farklı sistosel derecesinden söz etmek mümkündür:

  • Birinci Derecedeki Hafif Sistoselde: Mesane vajinaya doğru çok az bir düzeyde sarkmaya başlamıştır.
  • İkinci Derecedeki Orta Şiddetli Sistoselde: Mesane vajina ağzına doğru sarkmıştır.
  • Üçüncü Derecedeki Şiddetli Sistoselde: Mesane vajinanın açıklığından dışarı doğru sarkmıştır.

İdrar Kesesi Sarkması Sistosel Kaç Derecede Sınıflandırılır?

Mesane Sarkması Risk Faktörleri Nelerdir?

Sistosel risk faktörleri temelde kas ve bağ dokularının güçlü veya zayıf olması ile doğrudan ilişkilidir. Bu risk faktörlerinden sık görülenleri aşağıda maddeler halinde sıralayabiliriz:

  • Özellikle vajinal ve zor doğumlarda buradaki bağ dokusunda zayıflamalar meydana gelebilmektedir.
  • Ayrıca, çoğul gebelik geçiren veya bebekleri yüksek doğum ağırlığına sahip olan kadınların anterior prolapsus riski daha yüksektir.
  • Öte yandan, yaşın ilerlemesi de ön prolapsus riskini artıran önemli bir faktördür.
  • Menopozdan sonra, vücudun pelvik tabanı güçlü tutmaya yardımcı olan östrojen üretimi azalır ve bu da sistosel olasılığını artırır.
  • Bununla birlikte rahmin alınması (histerektomi) sonrasında da pelvik taban zayıflığı artabilmektedir.
  • Bazı kadınlar ise daha zayıf bağ dokularıyla doğar ve bu da onları sistosel için daha duyarlı hale getirir.
  • Elbette ki birçok sağlık sorununda olduğu gibi sistoselde de obezitenin katkısı oldukça büyüktür. Aşırı kilolu veya obez olan kadınlarda anterior prolapsus riski daha yüksektir.

Hangi Semptomlar Sistosele İşaret Eder?

Hafif sistosel vakalarında çoğunlukla herhangi bir şikayet oluşmayabilir. Bununla birlikte özellikle uzun süre ayakta kalma sonucunda ortaya çıkan belirtilerin bazıları da hastanın dinlenme pozisyonuna geçmesiyle hafifleyebilmektedir. Öte yandan daha ağır dereceli hastalarda genellikle görülen semptomlar şunlardır:

  • Pelvis bölgesinde ve vajinada dolgunluk veya baskı hissi,
  • Vajinada görülebilen veya hissedilebilen doku şişkinliği,
  • Ağır kaldırma, öksürme, ıkınma ve benzeri durumlarda artan pelvik basınç,
  • Cinsel ilişkide ağrı,
  • Sık tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları,
  • İdrar akışını başlatmada zorluk veya idrar sonrası mesanenin tam boşalmaması hissi ve
  • Sık idrara çıkma isteği veya idrar kaçırma
  • Kesik işeme, zor işeme

Mesane Sarkması (Sistosel) Teşhisi Nasıl Konur?

Sistosel tanısı koymak için öncelikle hastadan detaylı bir öykü alınmakta ve şikayetlerin devam etme süresi öğrenilmektedir. Bununla birlikte hastanın başka kronik rahatsızlıkları olup olmadığı veya herhangi bir cerrahi operasyon geçirip geçirmediği de bu noktada bilinmesi gereken önemli konulardır.

Sonrasında ise ayrıntılı fizik muayene yapılır. İkinci ve üçüncü derece sistoselin, semptomlar ile birlikte muayene sonrası teşhis edilmesi oldukça kolaydır.

Çok ciddi belirtiler göstermeyen hafif olgularda ise belirli testlerden yararlanılabilir. Burada en çok başvurulan yöntemler; mesanenin idrarı tutma ve boşaltma yeteneğini ölçen ürodinami testi ile mesane ve idrar yolunu malformasyonlar, tıkanıklıklar, tümörler veya taşlar açısından incelemeyi mümkün hale getiren sistoskopidir.

Sistoselde Kullanılan Tedavi Yöntemleri?

Tedavi sürecinin planlanmasında da sistoselin derecesi oldukça önemli ve belirleyici bir faktördür. Çok ciddi şikayetlerin olmadığı durumlarda hastaya yalnızca birtakım kas yapılarını güçlendirici egzersizler önerilebilmektedir.

Semptomların belirgin olduğu bir sistosel varsa, böyle bir durumda da hastanın yaşı, başka bir sağlık problemi olup olmaması, çocuk doğurmak isteyip istememesi ve benzeri kişisel durum ve tercihlerine yönelik olarak cerrahi olan veya olmayan tedavilere başvurulabilmektedir.

Buna göre hastaya uygulanabilecek tedaviler şunlardır:

  • Pelvik Taban Egzersizleri:

Kegel egzersizleri olarak da adlandırılan bu egzersizler, pelvik taban kaslarını güçlendirmeye yardımcı olmaktadır. Güçlü pelvik taban kasları, mesaneyi yerinde tutmaya ve idrarın sızmasını önlemeye katkı sağlar.

Kegel egzersizlerinin aynı zamanda koruyucu bir özelliği olması bakımından her kadın tarafından düzenli olarak yapılması önerilmektedir. Bunlar, hamilelik sırasında veya doğumdan sonra da rahatlıkla uygulanabilir.

Egzersizler, idrar akışını durdurmak için kullanılan kasları sıkılaştırmayı, 10 saniye tutmayı ve ardından serbest bırakmayı içermektedir.

  • Vajinal Pesser:

Semptomların hafif olduğu durumlarda, mesaneyi yerinde tutmak için vajinaya pesser adı verilen bir cihaz yerleştirilebilir.

En etkili sonucu alabilmek adına yerleştirilecek cihazın hastaya en uygun boyut ve şekilde seçilmiş olması önemlidir.

Enfeksiyon veya ülserden kaçınmak için bir pesser düzenli olarak çıkarılmalı ve temizlenmelidir.

Silikon yapıya sahip olan bu cihaz, semptomların hafiflemesine de yardımcı olacaktır.

  • Cerrahi Yöntem:

Bahsedilen tekniklerin işe yaramadığı veya sistosel derecesinin çok daha ağır seyrettiği vakalarda ise cerrahi yöntem düşünülmektedir.

Sistosel tedavisi için en yaygın cerrahi prosedür, anterior kolporafi olarak da adlandırılan ön vajinal onarımdır.

Bu prosedür sırasında, mesane olması gereken normal konumuna geri getirilmekte ve mesaneyi yerinde tutan kaslar ve dokular dikişler kullanılarak sıkılaştırılmaktadır.

İhtiyaç halinde hastaya sistosel onarımı ameliyatı ile aynı anda idrar kaçırmayı tedavi etmek veya önlemek için bir prosedür de uygulanabilir.

Sistosel tedavisi için başka bir cerrahi seçenek ise mesaneye daha fazla destek sağlamak için vajinanın tamamını veya bir kısmını daraltan veya kapatan bir prosedür olan obliteratif cerrahidir (colpocleisis). Ancak daha sonra kadının vajinal ilişkiye girmesi mümkün olamayacağından dolayı bu işlem genellikle tercih edilmemektedir.

Sistosel beraberinde rahim ve/veya rektum sarkmaları olduğunda sakrokolpopeksi ameliyatı da uygulanan bir diğer tedavi seçenekleri arasındadır.

İdrar Kesesi Sarkması Ameliyatı Sonrası İyileşme Süreci

Cerrahi ön onarımda, vajina ön duvarında bir kesi yapılmakta ve mesaneyi vajinadan ayıran doku sıkılaştırılmaktadır. Daha şiddetli prolapsus için diğer bir seçenek ise robotik veya laparoskopik yaklaşımla sentetik bir materyalin karın içinden yerleştirilmesidir. Bu yöntem dokuya daha fazla destek verebilir ve durumun tekrarlamasını önlemeye yardımcı olabilir.

Ameliyatın ardından herhangi bir komplikasyon olmadığı sürece hasta genellikle aynı gün taburcu edilmektedir.

Tam iyileşme ise 4-6 hafta arasında tamamlanmaktadır.

İlk ameliyatta istenilen sonucun alınamadığı, sistoselin tekrarladığı veya başka bir pelvik taban sorununun geliştiği durumlarda ise başka ikinci bir cerrahi prosedürün uygulanması söz konusu olmaktadır.

Sakral Kolpopeksi (Sakrokolpopeksi) Nedir?

Sakrokolpopeksi, kadınlarda pelvik organ sarkmasını düzeltmek için kullanılan cerrahi bir işlemdir. Sıklıkla menopoz, doğum veya histerektomi sonrası ortaya çıkan vajinal prolapsus için en etkili ve güvenli tedavilerden biridir. Bu işlem açık, laparoskopik veya robotik olarak uygulanabilmekte ve vajinal onarım gibi invaziv cerrahinin tüm faydalarını sunabilmektedir.

İdrar Kesesi Sarkması Ameliyatı Ne Kadar Sürer?

Yapılacak olan ameliyatın şekline ve eşlik eden patolojilerin derecelerine göre süre değişebilir. Ortalama 1-4 saat arası değişebilir. Açık, laparoskopik ya da robotik olarak yapılacak teknikler de ameliyat süresinde etkilidir.

Sistosel Tekrarlar Mı?

Kronik kabızlık ve öksürük problemi olan hastalarda ve mesane basıncının artması durumunda sistoselin tekrarlaması söz konusu olabilmektedir. Elbette bu durum her hastada görülmez. Ancak sistosel, tedavisinin ardından geçen çok uzun zamandan sonra dahi nüksetme özelliğine sahip bir hastalıktır.

Mesane Sarkması Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Mesane sarkmasının tedavi edilmediği durumlarda, problemin giderek büyümesine bağlı olarak idrarın tam boşaltılamaması, idrar yapmada güçlük yaşanması ve idrar yolu enfeksiyonlarının tekrarlaması gibi sonuçlar ortaya çıkabilmektedir.

Bunun yanı sıra sarkan ve hatta ele gelmeye başlayan mesane nedeniyle kadınlar, günlük yaşantılarında hareket etmede, oturmada, çeşitli aktivitelerde ve cinsel ilişkide sorunlar yaşamaya başlamaktadır.

Buna bağlı olarak yaşam kalitesi düşen hastalar, durumdan hem fizyolojik hem de psikolojik açıdan fazlasıyla etkilenmektedir.

Hayatı tehdit edici olmasa da sistoselde, en kötü durumda hastanın idrara çıkamaması ve buna bağlı böbrek hasarı veya enfeksiyon yaşaması söz konusu olabilmektedir.

Ne Zaman Doktora Görünmeli?

Ciddi derecede sarkan bir mesane, hastayı düşünülenden çok daha fazla olumsuz etkileyebilmektedir. Nadiren ağrılı olan bu durum, mesaneyi boşaltmayı zorlaştırabilir ve bu da mesane enfeksiyonlarına yol açabilir.

Bu nedenle semptomların kendini göstermeye başlamasının hemen ardından bir üroloji hekimine başvurmak, hastalığın ilerlemesini önlemek ve ideal tedaviye vakit kaybetmeden başlamak adına oldukça önemlidir.

Kaynaklar:

  • Cystocele and functional anatomy of the pelvic floor: review and update of the various theories. Lamblin G, Delorme E, Cosson M, Rubod C.Int Urogynecol J. 2016 Sep;27(9):1297-305. doi: 10.1007/s00192-015-2832-4. Epub 2015 Sep 4.
  • Severe cystocele: optimizing results. Anger JT, Raz S, Rodríguez LV.Curr Urol Rep. 2007 Sep;8(5):394-8. doi: 10.1007/s11934-007-0037-1.
  • Improving of long-term follow-up after cystocele repair. Dubinskaya ED, Gasparov AS, Babichevа IA, Kolesnikova SN.J Gynecol Obstet Hum Reprod. 2022 Feb;51(2):102278. doi: 10.1016/j.jogoh.2021.102278. Epub 2021 Nov 30.
  • Surgical management of pelvic organ prolapse in women. Maher C, Feiner B, Baessler K, Schmid C.Cochrane Database Syst Rev. 2013 Apr 30;(4):CD004014. doi: 10.1002/14651858.CD004014.pub5.
  • Prevalence of detrusor underactivity and bladder outlet obstruction in women with cystocele and changes in voiding function after cystocele repair. Chang TC, Wu PC, Hsiao SM, Lin HH.J Formos Med Assoc. 2020 Dec;119(12):1764-1771. doi: 10.1016/j.jfma.2020.08.016. Epub 2020 Aug 26.

Prof. Dr. Ömer Faruk

1996 yılında Tıp Fakültesinden mezun oldum. 2004 yılında üroloji ihtisasımı tamamladım. İhtisas sonrası FEBU title almaya hak kazandım. İhtisas sonrası laparoskopik cerrahi eğitimi için Leipzig Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Kliniğinde Prof. Stolzenburg ile birlikte çalıştım. 2011 yılında Doçent oldum. 2017 yılında Ankara Gülhane Üroloji Kliniği Profesörlük kadrosuna atandım detaylı bilgi için hakkımda sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu